Hukuka Aykırı Delil ve Ceza Yargılaması

Deliller, hem hukuki hem de cezai yargılamada ispat aracı olarak kullanılmaktadır. Bir delilin, hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmesi durumunda hukuka aykırı delil söz konusu olmaktadır.

Bu yazımızda hukuka aykırı delillerin, ceza yargılamasındaki etkilerinden bahsedeceğiz.

Ceza Yargılamasında Hukuka Aykırı Delil

Anayasa’nın “suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesinde, kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulguların, delil olarak kabul edilemeyeceği belirtilmiştir. Nitekim benzer bir düzenleme de Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 217. maddesinde bulunmaktadır. Buna göre, yüklenen suçun hukuka uygun şekilde elde edilmiş delillerle ispat edilebileceği belirtilmiştir.

Ceza Muhakemesi Kanunu’na (CMK) göre deliller, soruşturma evresinde toplanmaktadır. Dolayısıyla soruşturma aşamasında delillerin toplanması amacıyla yapılan tüm işlemler, kanunda belirtilen kurallara uygun olmak zorundadır. Zira kanunda belirtilen kurallara uyulmadan yapılan işlemler neticesinde elde deliller, hukuka aykırı delil niteliğini taşır.

Yargıtay Kararlarına Göre Hukuka Aykırı Delil Örnekleri

Uygulamada hukuka aykırı delillerle en sık karşılaşan işlemler arama, el koyma gibi soruşturma işlemleridir. Dolayısıyla uygulamada bu işlemlerin hukuka aykırı olarak yapıldığına ilişkin çok fazla örnekle karşılaşılmaktadır. Nitekim Yargıtay’ın da hukuka aykırı delillere ilişkin vermiş olduğu kararlar bulunmaktadır. Yargıtay kararlarına ayrıca bu linkten ulaşabilirsiniz.

Hukuka Aykırı Bilgisayar Araması

… sanık tarafından işletilen iki ayrı işyerinde arama yapılmasına karar verilmesine karşın, aynı işyerinde bulunan bilgisayarlar üzerinde arama yapılabilmesine olanak tanıyan CMK’nın 134. maddesine göre verilmiş bir arama kararı bulunmadığı anlaşılmakla, işyerinde bulunan bilgisayarlar üzerinde yapılan arama sonucunda elkonulan ve içerisinde müşteki firmaya ait lisanssız yazılımların olduğu belirtilen harddiskler ve CD’ler hukuka aykırı delil niteliğinde olup hükme esas alınamayacağından, sanık hakkında verilen beraat kararı usul ve yasaya uygun görülmekle…

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/2092 E. 2015/1175 K.

Konutta Hukuka Aykırı Arama

… sanığın babasının “… Mahallesi … Caddesi No:83” sayılı ikamet adresinde arama yapılmasına karar verildiği, sanığın babasına ait bu adreste yapılan arama sonucu suç unsuruna rastlanılmadığı; suça konu silahın bulunduğu sanığa ait … Mahallesi … Sokak No:14 sayılı yerde ise arama yapılabileceğine ilişkin usulüne uygun bir arama kararı bulunmadığı halde, anılan yerde yapılan arama ve elkoyma işlemlerinin hukuka aykırı olduğu, ele geçirilen suç eşyasının hukuka aykırı yöntemle elde edilmiş delil olmasından dolayı hükme esas alınamayacağı

Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2016/2055 E. 2017/504 K.

Hukuka Aykırı Delilin Hükme Etkisi

Bir kimse hakkında mahkumiyet kararı verilebilmesi için kişinin suçu işlediğinin sabit olması gerekmektedir. Mahkeme ise bu durumu toplanan deliller ışığında değerlendirmektedir. Hukuka aykırı delillerin ispat aracı olarak kullanılamamasının bir sonucu da mahkemenin, sanık hakkındaki hükmü açıklarken hukuka aykırı delillere dayanamayacağıdır. Dolayısıyla hukuka aykırı delillerin en önemli etkisi, hükme esas alınamamasıdır.

Mahkeme, hukuka uygun deliller neticesinde sanığın suçu işlemediğine kanaat getirirse sanık hakkında beraat kararı verir.

Eğer sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmişse ve bu kararda hukuka aykırı delillere dayanılıyorsa, bu durum kesin olarak hukuka aykırılık sebebidir. Dolayısıyla üst kanun yolu aşamalarında, söz konusu mahkumiyet kararının bozulması gerekmektedir.

Hukuka aykırı delillerin, ceza yargılamasında tespiti önemlidir. Zira hukuka aykırı delillere dayanılarak sanık hakkında mahkumiyet kararı verilemez. Yazımız hukuka aykırı delillere ilişkin genel hatlarıyla bilgilendirme yapmak amacıyla hazırlanmıştır. Bu nedenle hukuki sorunlarınıza ilişkin olarak profesyonel bir hukuki danışmanlık hizmeti almanızı tavsiye ederiz.

Sanığın Lehine Olan Hukuka Aykırı Deliller

Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2016/2524 E. ve 2017/5338 K. numaralı ilamında, hukuka aykırı delillerin sanığın lehine olarak kullanılabileceğini belirtmiştir. Buna göre; hukuka aykırı delillerin kural olarak ceza yargılamasında hükme esas alımayacağı belirtmiş ise de sanığın lehine olan hukuka aykırı delillerin sanığın lehine olarak kullanılması mümkündür.

“… Ancak, kanuna aykırı olarak elde edilmiş iletişimin dinlenilmesi kayıtlarının sanığın anayasal haklarının ihlali sonucu elde edilmiş olması nedeniyle hükme esas alınamayacağı hususundaki yegane istisna bu kayıtların sanığın lehine delil olarak kullanılabilecek olmasıdır…” Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2016/2524 E. 2017/5338 K.