Elbirliği Mülkiyeti

Bir eşya üzerindeki mülkiyet hakkının birden fazla kişiye ait olması durumunda birlikte mülkiyet söz konusu olmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) birlikte mülkiyet ikiye ayrılmıştır. Bunlar paylı mülkiyet ve elbirliği mülkiyeti olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Elbirliği Mülkiyeti Nedir?

Elbirliği mülkiyeti, TMK’de 701-703. maddeler arasında düzenlenmiştir. Buna göre; kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. TMK’de de açıklandığı üzere elbirliği mülkiyeti kanundan kaynaklanmaktadır.

Elbirliği mülkiyeti bir hukuki olay veya hukuki işlem neticesinde meydana gelmektedir. Kişiler aralarında anlaşarak elbirliği mülkiyeti tesis edemezler.

Elbirliği mülkiyetinde ortakların, belirlenmiş payları bulunmaz. Ortakların her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. Dolayısıyla ortakların hakları söz konusu eşyanın tümüne etki etmektedir. 

Elbirliği mülkiyetinin oluşmasına neden olan hukuki olay ve işlemlere aşağıdaki durumlar örnek verilebilir:

  • Aile malları ortaklığı (TMK md. 373)
  • Adi ortaklık (TBK md. 620)
  • Edinilmiş mallara ortaklık (TMK md. 258)
  • Genel mal ortaklığı (TMK md. 257)
  • Miras ortaklığı

Elbirliği Mülkiyetinin Hükümleri

TMK’de elbirliği mülkiyetine ilişkin genel bir düzenleme mevcuttur. Dolayısıyla herhangi bir uyuşmazlıkta, elbirliği mülkiyetinin oluşmasına neden olan kanuni düzenlemelere bakılmalıdır. Kanuni düzenleme mevcut değil ise genel hükümlerden (TMK md. 701-703) yararlanılmalıdır.

Ortakların Eşyadan Yararlanmaları

Aksine bir düzenleme yoksa, ortaklar elbirliği mülkiyetine konu eşyadan yararlanma noktasında oybirliği ile karar almalıdır.

Dava Açılması

Elbirliği mülkiyetinde ortaklar mecburi dava arkadaşıdır. Bu nedenle tüm ortaklar birlikte dava açmalıdır. Ancak bir ortak, tüm mal için dava açmış ise bu dava hemen reddedilmez. Bu durumda diğer ortakların muvafakatlerinin alınması, diğer ortakların davaya dahil edilmesi veya müşterek bir temsilci tayin edilmesi için davayı tek başına açan ortağa süre verilmelidir. Belirtmek gerekir ki ortaklardan biri sadece kendi payı için dava açmışsa bu dava reddedilmelidir. Çünkü ortağın kendi payı üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi yoktur.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/465 Esas ve 2021/262 Karar sayılı ilamına göre; tasarruf işlemi niteliğindeki tapu iptal ve tescil davasının tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması veya terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerekir. Bir mirasçı tüm mirasçılar adına tek başına dava açabilirse de, böyle bir davayı yalnız başına yürütemez. Bu durumda davanın hemen reddedilmeyip, diğer mirasçıların davaya katılımlarının veya muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması için davacıya uygun süre verilmesi gerekir. Ancak dava halefiyet esasına göre değil de kendi miras payı için açılmış ise tüm mirasçıların onayının alınmasına gerek bulunmamaktadır. Bir ya da bir kısım mirasçı terekeye ait bir mal veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için yalnız kendi adına dava açarsa, böyle bir dava reddedilmektedir. Çünkü bir veya bir kısım mirasçının iştirak halindeki pay üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi yoktur.

Elbirliği Mülkiyeti ve Sona Ermesi

TMK’ye göre elbirliği mülkiyeti, malın devri, topluluğun dağılması veya paylı mülkiyete geçilmesiyle sona erer. Ancak bu haller dışında elbirliği mülkiyetine konu olan malın yok olması, zamanaşımı yolu ile kazanılması veya kamulaştırılması gibi hallerde de elbirliği mülkiyeti sona erecektir. Dolayısıyla TMK’de sayılan sona erme halleri sınırlı sayıda değildir. Somut olayın özelliğine ve hukuki düzenlemelerin içeriklerine göre sona erme halleri de değişiklik göstermektedir.